Hazır sütle beslemenin yazarları ve zararları
Yararları
Çalışıyorsanız, işinize yeniden başlayabilirsiniz.
Bebeğin beslenmesi, sizin beslenmenizle ilgili olmadığından istediğiniz gibi perhiz yapıp zayıflayabilirsiniz. Bebeği yeni besinlere alıştırmak sizin için daha kolay olacaktır.
Bebeğin günde rahatlıkla ne kadar süt içtiğini hesaplayabilirsiniz.
Hastalanacak olursanız, çocuğa zarar vereceğiniz korkusuna kapılmazsınız.
Çocuğunuzu hiç güçlük çekmek-sizin bir gazinoda ya da bir parkta bile emzirebilirsiniz.
Başka çocuklarınız varsa, onlar da size yardım edebilir ve sizinle işbirliği yapabilirler. Böylece, belki yeni kardeşlerini daha az kıskanacaklardır.
Bu işe doğrudan doğruya eşinizi de ortak edebilirsiniz: Aranızda böylece bir iş bölümü yapmış olursunuz.
Kendinizi bebeğin beslenmesine ilişkin kitap ve yazılarla ilgilenmek zorunda hissedersiniz; bu da bebek hakkında daha çok şey bilmenizi sağlar.
Sakıncaları
Hazır süt, gerektiğinde her zaman "hazır" değildir.
Biberonunun mikropsuzlaştırılmasına her zaman özen göstermek gerekir. Bu da vakit alır.
Gece yarısı kalkıp sütü hazırlamak daha zor olacak ve daha çok zaman alacaktır.
Hazır sütle beslenen bebekler, kabız olmaya öteki bebeklerden daha fazla yatkındırlar.
Kaliteli bir emzik kullanmazsanız bebek bu yüzden çok hava yutabilir.
Seçilen süt türü her zaman çocuk için en uygun olmayabilir: Bu takdirde onu değiştirmeniz gerekir.
Hazır sütle beslenen çocuklar anne sütünün içerdiği antikorlardan yararlanamazlar.
Öğünlere çok daha kesin uymak zorunda kalırsınız.
Hazır sütle beslenen çocuklar bağırsak rahatsızlıklarına daha kolay yakalanırlar.
Çocuğunuzu önemli bir deneyden yoksun bıraktığınız için kendinizi suçlu hissedebilirsiniz
Devamını Oku!
17 Mart 2010 Çarşamba
Bebeği hazır sütle besleme
Anne sütüyle besleme
Pek çok kadın meme vermemeyi aklına koymuştur ya da yalnızca kısa bir süre için emzirmeye kararlıdır. Bu kadınlar emzirmenin göğüslerini bozacağını sanırlar ya da hazır sütle beslemenin daha pratik ve rahat olduğunu düşünürler. Psikanalist Françoise Dolto, meme verme konusundaki görüşlerini şöyle açıklıyor:
Hemen şunu söyleyeyim ki, çocuk için anne sütünden daha iyi bir süt olamaz; anne sütünün içeriği bebeğin ilk aylardaki tüm gereksinimlerini karşılayacak yetkinliktedir. Sütün oluşması, bütün memelilerde olduğu gibi, fizyolojik bir olaydır.
Süt çocuğundur; annenin göğsünden onun için fışkırır ve emildikce yeniden üretilir. anne sütü bebeğin yalnız sağlığının güvencesi olmakla kalmaz, onun
ruhsal yaşamını da etkiler. Emzirmek, annenin sağlığının da bir güvencesidir:
Bunları göz önünde bulunduran yasa koyucu, çalışan anneler için süt vermeyi bir hak olarak belirlemiştir. Belli bir sayıda kadın işçi çalıştıran işyerinde bir süt odasının bulunması ve annelerin her üç saatte bir oraya giderek bebeklerini emzirmelerine izin verilmesi zorunludur.
Yine bu yüzden, kalabalık personel çalıştıran her işletmenin bir kreşi olmalı, başında da bir uzman hekim bulunmalıdır. Böylece çalışma saatlerinde annenin bebeğinin yânına giderek emzirmesi ve meme emme süresinin dışında da çocuğu uzman gözetimine bırakması mümkün olabilir. Hazır sütle beslemenin bir zararı da, mama vermenin rasgele biri tarafından yapılmasıdır: Yaşamının ilk aylarında bebeğin yalnızca süte değil, anne kokusuna, sesine, gülümse mesine de gereksinimi vardır.
Bebek ya vaş yavaş başka kokulara, seslere, yüzlere alışacaktır, ama, ilk günlerde anne sürekli yanında olmalıdır. Bebek bir başka kişiye iyice alıştıktan sonra, onu annesi kadar yakın biri olarak göreceğinden annesinin yanında bulunmasına gerek kalmadan doyurma işi ona bırakılabilir.
Yeni doğmuş bir bebek için en kötü şey, daha doğduğu andan başlayarak yabancılar tarafından beslenmesidir. Ne yazık ki, pek çok hastanede, hazır sütle besleme, anneleri birinci kişi durumunda olmaktan çıkarır. Bu işi hemşireler üstlenir.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Anneyle yavrusu arasında kurulan bağ açısından da memeyle besleme yeğlenmelidir.
Devamını Oku!
Anne sütünün niteliği ve bebek gelişimindeki önemi
İnsan sütünün kimyasal yapısı, kuşkusuz, bebek için en ideal olanıdır. bebek gelişiminde anne sütünün önemi çoktur. Proteinli madde miktarı binde dokuz gram oranındadır ve protein ve kazein (sütte bulunan bir fosfoproteit) oranı da 1- 0,4'tür. Anne sütü inek sütünün içerdiği ve büyük ölçüde allerji yapan proteinleri içermediği gibi, bağırsaklardaki mikroorganizmaların üremelerini engelleyen koruyucu nitelikte başka proteinlere de sahiptir. Anne sütündeki aminoasitler, çocuğun eksiksiz gelişmesini sağlarlar. Aminoasitler, proteinleri oluşturan maddelerdir. Kalori gereksiniminin yaklaşık yarısını karşılayacak kadar yüksek miktara ulaşan lipitlerin (organik yağlar) büyük bölümü, bağırsaklar tarafından kolaylıkla eritilebilen, doymamış yağ asitlerinden oluşmuştur; bunların en önemlisi de, linoleik asittir. Emzirmenin sonuna doğru anne sütündeki yağların yoğunluk kazanması, bebeği tok tutar. Bu yağ asitlerinin koruyucu bir işlevi olduğu bile söylenmektedir. Yapılan çok ilginç bir araştırma çocukluğunda anne sütüyle beslenmiş olanların damar sertliğine daha az yakalandıklarını ortaya çıkarmıştır.
İnsan sütündeki şeker, inek sütün-dekine göre daha azdır. Bu da bağırsakların asit oranını yükseltir. Yüksek asit oranı da zararlı bir mikroorganizma olan Escherichia Coli'nin (insan dışkısında bulunan ve çeşitli hastalıklara neden olan bir bakteri) büyümesini engeller. Anne sütüyle beslenen bebeklerin daha az ishal olmalarının nedeni budur. Glikoz molekülünü oluşturan maddelerden biri de, laktozdur. Laktoz, karaciğerin işlevini yerine getirebilmesi için olduğu kadar beynin beslenmesi ve gelişmesi için de gerekli bir maddedir. İnsan sütünde, bazı vitaminlerin de günlük gereksinimi karşılamaya yeterli miktarda (D,E,C) bulunduğu sanılıyor. Demir, potasyum gibi madenler de anne sütünde oldukça iyi dengelenmiş durumdadırlar ve miktarları yeni doğmuş bebeğin böbreklerinin kısıtlı çalışma kapasitesine uygundur. Madenler arasında en iyi emilen, demirdir. Nihayet, anne sütünün içinde bulunan ve bebeği mikroplara karşı koruyan etkenlerden de söz etmek gerekir: Bunlar, virüs ve bakteriler gibi hastalık etkenlerine karşı organizmayı koruyan antikorlardır. Memeyle beslenen bebeklerin bağırsak hastalıklarına çok güç yakalandıkları da bilinmektedir. Anne sütü yapay süt gibi havayla ve dış ortamla temas etmiş olmadığından son derece temizdir, herhangi bir mikrop içermez. Sonuç olarak anne sütü bebeğin yaşamında ve bebek gelişiminde çok önemli bir durumdadır.
Hiçbir mama ve süt,anne sütünün yerini tutamaz. Süt vermenin anneye de yararı olduğu unutulmamalıdır.
Devamını Oku!
Yeni doğan bebekte yemek saatleri
YEMEK SAATLERİ
Süt çocuklan aşağıda gösterildiği gibi dörder saat arayla 6 kez doyurulmalı-
dır:
5.30 9.30 13.30 17.30 21.30 1.30
Ama bu saatler, anne ve babanın gece uyuma saatlerini böler. Bu yüzden ge¬cenin son yemeğiyle sabahın ilk yemeği arasındaki süreyi uzatmak gerekir: 6 9.30 13 16.30 20 22.30
Kırkıncı, ellinci günden sonra gece yemeği kaldırılarak aşağıdaki saatlere gö¬re beş öğün doyurulabilir:
6 10 14 18 22
Hiç kuşkusuz bu saatler esnektir; özellikle de memeyle beslenmede çocuk¬tan çocuğa değişiklik gösterir. Bebek sabahın 7'sine kadar uyuyorsa, bırakı¬nız uyusun; öteki öğünleri de buna göre değiştiriniz:
7 11 15 19 23
Devamını Oku!
Bebeği meme vererek besleme ve bebek gelişimine etkisi
Meme verme
Bebeği meme vererek beslemek, hazır mama ya da hazır sütle beslemekten daha rahattır: Ne süt hazırlamak vardır, ne de biberonla, emzikle uğraşmak... Üstelik, anne sütünün niteliği de bebeğin istenildiği zaman beslenmesine, yani belirli saatlere uyulmaksızın emzirilmesine olanak verir. Anne sütünün bebek gelişiminde önemi olmazsa olmazdır.
Genellikle çocuk uyanıp da bağırmaya başladığında meme verilir. Emzirme sayısı bebeğin isteğine göre değişebilir ( bir emzirmeyle ötekisi arasında en az 3 saat olmalıdır). Bununla birlikte, kısa bir süre sonra, kendiliğinden belli bir düzen kurulur; bebek belli saatlerde acıkır ve meme ister. Anne sütü bebek gelişimi için önemlidir.
Bebek doğduktan sonra ilk günlerde olağan olan bir kilo yitimi görülür. Bebeğin sıvı yitirmesinden kaynaklanan bir durumdur bu. Bir hafta içinde, doğduğu zamanki kilosuna yeniden ulaşacağından kuşkunuz olmasın. Meme emdikten sonra, ara sıra ağzından süt gelmesi de sizi kaygılandırmamalıdır.
Kilosunun hızlı artışından daha önemli olan, normal ve yeterli biçimde beslenmesidir. Bu, sabır isteyen bir iştir. Böylesine önemli bir işi bebeğin öğrenmesi için, çocuğa zaman tanımak gerekir. Aynı biçimde, doğumdan sonra göğsün yeni görevine yavaş yavaş alışması için de beklenmelidir. Kimi zaman memeyi biraz sertçe emmeye başlayan bebeğin ,meme uçlarına alışmasını ve memelerin sütle dolup şişmelerini beklemek hep sabır ister.
Doğru bir emzirmeye önce bir me¬meden başlanmalı, sonra öteki memeye geçilmelidir.
Bebek çok çabuk uykuya dalacak olursa, emmeye devam etmesi için usulca dürtüklenmesi gerekir.
Bebeğin içmesi gereken süt miktarı ağırlığına bağlıdır. Bebek kuramsal olarak, 24 saatlik bir zaman dilimi içinde ağırlığının altıda biri oranında süt almalıdır.
Birçok annenin boyuna yineleyip durduğu, kendisine de rahat ve huzur vermeyen yanlışlardan en yaygını, her yemekten önce ve sonraki "tartma" işidir. Bebeğin emdiği süt miktarı her öğünde değişebilir. Emme o sıradaki dış etmenlere olduğu kadar, bebeğin metabolizmasına da bağlıdır. Bu yüzden beslenmeyi haftalık zaman dilimlerine göre değerlendirmek gerekir.
Bebek en fazla 20 dakika sürelerle memede tutulmalıdır. Daha fazlası gereksizdir. Bebek bir süre sonra meme emmez memeyle oynar. Bu da memede tahrişe neden olabilir. Emzirme sona erdiikt sonra anne meme ucunu temiz bir bezle temizlemelidir.
Devamını Oku!