Anne sayfası, bebek

Birçok anne ve baba, çocuğu hasta olmadan doktora gitmeyi "lüks" olarak görür. Ancak bu yanlış bir görüştür. Çocuk zaman zaman doktora götürülmeli ve kontrol ettirilmelidir. Bu sayede küçüklerin modern çocuk sağlığı tekniklerinden faydalanmaları, bu arada büyüme bozuklukları ile diğer eksikliklerin ortaya çıkması sağlanmış olur.

Hasta olsun veya olmasın, çocuğu şu hallerde doktora götürüp muayene ettirmekte fayda vardır:

1. muayene: Doğumdan hemen sonra yapılır.

Bütün gün insanlarla iç içe yaşayan bir kimsenin ağzının kokması, dişlerinin sararması hem kendisi, hem de çevresi için rahatsızlık vericidir. Tüm gıdalarımızı ağızdan aldığımıza göre bu uzvumuzun elimizden bile temiz ve sıhhatli olması gerekir. Ayrıca dişlerin, birçok iç organımızla ilgisi olduğundan, onların sıhhati için de diş temizliğine önem vermek zorundayız.

Günümüzde boy boy, çeşit çeşit fırçalar, değişik tatlarda macunlar üretiliyor ve satılıyor. Uzmanlar bunların temizleyici özellikleri yanında tahriş edici yönlerinin de olduğunu belirtiyorlar. Tüm bunlara alternatif olarak diş sağlığı konusunda koruyucu ve tedavi edici bir maddeden bahsedeceğiz: misvak.

Misvak, arak ağacının kurutulmuş dal, gövde ve kök parçalarından yapılır.

Sağlıklı bedene sahip olmanın önemli bir yolu da ağız ve diş bakımından geçmektedir. O halde, şu sualimize samimî ve doğru cevap veriniz: Dişlerinizi en son ne zaman fırçaladınız? Veya en son ne zaman misvakladınız? Ağız çalkalamaktan söz etmiyoruz. "Fırçalamak" diyoruz. Hatta ipek diş ipleri kullanarak diş aralarını temizlemeyi de soruyoruz.

Dişin içine yerleştiği diş yuvasında meydana gelen bütün hastalıklar, tıp dilinde "Paradontos" diye adlandırılır. İltihaplanmayla başlayan bu tür hastalıklarda, daha başka yan belirtiler, bozukluklar da ortaya çıkar. Ama bütün paradontos çeşitlerinde sonuç aynıdır: Dişin yuvasından gevşeyerek düşmesi.

Diş çürümesi, ne yazık ki, küçüklerin de, Diş çürümesi, ne yazık ki, küçüklerin de yetişkinlerin de başına musallat olan bir derttir

Gerek diş bakımının erken yaşlarda ve itinalı şekilde başlamaması, gerekse bazı irsi faktörler sebebiyle ortaya çıkar. Yapılan araştırmalara göre, 2 yaşındakilerin % 60'ının ve 10 yaşındakilerin de % 70'inin dişleri çürüktür. Diş çürümesi, yavaş gelişen bir olaydır. Belirli ağız bakterileri, karbonhidratlardan bazı organik asitler oluştururlar.

Kalıcı dişlerden ilk çıkanlar, azı dişleridir. Bunlar normal olarak çocuk yedi yaşının içindeyken belirmeye başlarlar. Ama bu yaş sınırını 5 10 yaş arasına genişletmek de mümkündür. En geç 15 yaşın bitimine kadar akıl dişi hariç bütün kalıcı dişlerin tamamlanması gerekir.

İnsan, hayatı boyunca toplam 52 adet diş çıkarır. Bunların 20'si ilk dişler, yani "süt dişleri," geri kalan 32'si de kalıcı dişlerdir. İstatistiklere göre, bebeklerin çoğu, ilk dişlerini 8,5 aylıkken çıkarır. Bunun üç ay aşağısı ve üç ay yukarısı da normal sayılmalıdır, ilk çıkan dişler, alt çenedeki iki kesici diştir. Bebek 30 aylık olduğunda, süt dişlerinin çıkışı tamamlanmıştır.

Çocuklarda Düztabanlık:  Bebeklerde, çocuklarda ve yetişkinlerde görülebilen bir durumdur. Düz bir yüzey üzerine basılınca elde edilen ayak izinde ayak parmaklarının köküyle taban arasında boş bir alan görülür. Düztabanlıkla bu boşluk yoktur, bütün ayak izi daha geniştir. Bebeklerde görülen taban düzlüğünün düztabanlıkla hiçbir ilgisi yoktur.

Bu rahatsızlığın çocuk hastalıkları arasında yer alması sizi şaşırtmasın.

Gerçekten de son araştırmalar, küçük çocuklarda da şikâyetlerin çok erken yaşlardan başlayabileceğini göstermiştir. Diskler, omurgamızın 24 adet serbest hareketli omurları arasında yer alan elastik kısımlardır.

Sert bir çarpma, düşme ya da trafik kazası sonunda kemiklerde görülebilecek bir arızadır. Bu durumda kemik, eklem yerinden çıkarlar. Tekrar yerine oturtulması gerekir. Çocuklarda en sık görülen çıkık türleri, dirsek, parmak ve kalça çıkıklarıdır. Anne babalar, bir kemiğin yerinden çıkıp çıkmadığını, eklem yerinin biçim bozukluğundan, çıkan kemiğin hemen hiç hareket edemeyişinden veya ancak ağrılı şekilde hareket ettirilebilmesinden ve çıkığın çevresindeki doku kısımlarının şişmeye başlamasından anlayabilirler.

Okula başlayan her üç çocuktan birinde duruş bozuklukları görülmektedir. Sınıfta, sırada oturma mecburiyeti ve hareket azlığı yüzünden çocuklardaki duruş bozuklukları giderek artmaktadır. Bu çocuklar tedavi görmezlerse ilerde sürekli sırt ağrıları çekebilir, hatta sakat kalabilirler.

Dünyaya gelen bir bebeğin bütün vücudu D vitamini ile birlikte, kemik dokusu da hızla gelişmeye başlar. Kemikler vücuda destek görevi görürler,   hareketlerimizi yapabilmemizi sağlarlar. Kemiklerin içindeki ilik kısmında kan hücreleri yapılır. Kemikler kalsiyum, fosfor, magnezyum, sodyum gibi hayatî iyonların deposu olarak da önemlidirler.

Allah'ın bize bağışladığı en değerli nimetlerinden biri, gözlerimiz. Ruhumuz dünyayı o pencerelerden seyrediyor. Bize dünyayı verseler, gözlerimizden vazgeçmeyiz. Göremediğimiz bir dünya bizim olsa ne kıymeti olur? Gözler bize, eserlerindeki muhteşem tecellileri görüp okuyarak Rabbimizi tanıyabilmemiz için verilmiş. Bu gerçeğin farkında olmak, gözlerimizin değerini sonsuz derecede arttırıyor. Böylesine değerli organlarımızı yaratılış maksatları istikametinde kullanmak, en önemli meselelerimizden biri olsa gerek. Gözler en kıymetli ve hassas organlarımızdan. Üstlendikleri görev de çok önemli. Bu bakımdan, gözlerimizin kıymetini bilmemiz lâzım. Onları itina ile gözetmemiz, göz sağlığımıza çok dikkat etmemiz gerekiyor.

Çocuklarda gözyaşı yollarına ait bozukluklara sık rastlanır.  En çok rastlanan gözyaşı kanalının tıkanıklığı başta gelir. Bu kanalın alt ucu doğumdan hemen sonra açılır. Gözyaşı salgısı doğumdan 14 gün sonra başlar.

Göz yapı bakımından ilkel bir fotoğraf makinesini andırır, yaptığı işi en mükemmel makineler bile yapamaz. "Küçük çocuklar ne zaman görür?" sorusunun cevabını vermeden önce, iki gözle tek görme (binoküler görme) olayını ve kademelerini anlatalım.

Görme olayı sinir sisteminin gelişmesi ile doğru orantılıdır.

Göz, vücudumuza oranla gelişmesini çok erken tamamlayan bir organımızdır. 9-11 yaşlarından önce yapılan her türlü tedavi ve müdahaleler iyi sonuç verir.

Gözün retina dediğimiz iç tabakasının hücrelerinin gelişmesi için cisimlerin görüntülerinin bu tabaka üzerine net düşmeleri gerekir. Koni denilen bu hücreler net görüşü ve renkli görmeyi sağlarlar. Basiller ise alaca karanlıkta görmemize yardımcı olurlar.

Biberonla beslenen bebekler, beslenme sırasında sütle birlikte büyük ölçüde hava da yutarlar. Bunun sonucunda da midelerinde hava kabarcığı meydana gelir. Bunun bebeğe yaptığı basınç öylesine güçlü olabilir ki, çocuk süt emmeye biraz ara verip, ancak güçlü bir geğirmeyle bu havayı çıkardıktan sonra emmeye devam edebilir.

Dişin içine yerleştiği diş yuvasında meydana gelen bütün hastalıklar, tıp dilinde "Paradontos" diye adlandırılır.İltihaplanmayla başlayan bu tür hastalıklarda, daha başka yan belirtiler, bozukluklar da ortaya çıkar. Ama bütün paradontos çeşitlerinde sonuç aynıdır:

Sağlıklı bedene sahip olmanın önemli bir yolu da ağız ve diş bakımından geçmektedir. O halde, şu sualimize samimî ve doğru cevap veriniz: Dişlerinizi en son ne zaman fırçaladınız? Veya en son ne zaman misvakladınız? Ağız çalkalamaktan söz etmiyoruz. "Fırçalamak" diyoruz. Hatta ipek diş ipleri kullanarak diş aralarını temizlemeyi de soruyoruz.

Çocuk devamlı hareket ederken çevresini, keşfeder, Her çocuk için, hareketlilik büyük önem taşır. Bu hareketlilik, bebek daha bir yaşındayken, emekleme şeklinde başlar. Dört yaşından sonra oyun ve spor şeklinde sürer. Hareket, çocuğa canlılık ve cesaret kazandırır.

Bulaşıcı çocuk hastalıklarından bazılarını, tipik deri döküntü ve belirtilerinden tanımak mümkündür. Ama kesin teşhis için bunlarda yeterli olmayabilir. Bu konuda doktor bile bazen yanılgıya düşebilir.

Önemli çocuk hastalıklarının bazıları, deri döküntü ve lekelerinden şöyle tanınabilir:

Suçiçeği: Önce küçük, soluk pembe lekeler oluşur.

Alerjik bir deri hasta lığı olan egzama özellikle küçük yaşlarda daha sık görülür. Bu sebeple annelerin, hastalıkla ilgili şu önemli noktaları bilmelerinde fayda vardır.

1)Süt bebeği egzaması nedir? İltihaplı bir deri hastalığıdır. Eğer çocuk, ana babasından irsi olarak bu hastalığı almışsa, çok erken ortaya çıkar.

Bağırsakları tutan bulaşıcı bir hastalıktır. Her yaşta görüldüğü gibi, büyük çocuklarda ve süt çocuklarında da görülür. Bu hastalık tifolu hastaların idrar ve büyük abdestlerinden başkasına geçer. Yine bu hastalığın mikrobuyla bulaşmış süt, tereyağı, peynir, meyveler ve sularla bulaşma olur. Sinekler bu hastalığın yayılmasında önemli unsurlardır.

En tehlikeli bulaşıcılardan sayılan çiçek hastalığı bir virüs tarafından meydana getirilir.   Virüsün vücuda girmesinden sonra, 10 13 günlük bir kuluçka devri geçer. (Kuluçka devri: Bir hastalığın mikroplarının bulaşmasından ilk belirtilerin ortaya çıkmasına kadar geçen süre).