Anne sayfasında anne ve bebek sağlığı, bebek gelişimi ve bebekler hakkında aradığnıız tüm bilgileri bulabilirsiniz.
RSS

23 Kasım 2009 Pazartesi

Kadında kısırlık nedenleri


Kadındaki en önemli kısırlık sebepleri yumurtlama bozuklukları, endometriozis ve tüplerin hasarlı veya tıkalı olmasıdır. Erkekte görülen kısırlık nedenleri arasında ise sperm sayısının, hareketliliğinin yetersiz olması ve bazı durumlarda da sperm hücrelerinin anormal olması sayılabilir.

Kadında kısırlığın nedenleri

1. Yumurtlama bozuklukları:
Kadında en sık görülen kısırlık nedeni yumurtlama bozukluklarıdır. Yumurtlama (yumurtanın yumurtalıklar dışına atılması) olmaksızın döllenme ve gebelik oluşamaz. Yumurtlama bozukluğu dendiğinde yumurtlamanın hiç olmaması veya düzensiz ve seyrek olması anlaşılır. Adetlerin seyrek veya hiç görülmemesi çoğu zaman bir yumurtlama bozukluğunu gösterir ancak adetlerin tamamen düzenli olduğu durumlarda da yumurtlama bozukluklarına rastlanabilir. Yumurtlama bozuklukları başlıca üç grupta toplanabilir.

Yumurtalıklardaki yumurta üretimini uyaran hormonların doğuştan eksikliğine bağlı olarak beyin sapından salgılanamaması:Bu durumda kadında ergenlikten itibaren hiç adet kanaması görülmez.

Beyin sapından süt hormonu prolaktinin normalden fazla salgılanması: Bu durum genellikle bu bölgedeki iyi huylu bir tümörün varlığına bağlı olmakla beraber bazen hiçbir sebep bulunamaz. İyi huylu tümörlerin cerrahi yollarla çıkarılması veya sebep bulunamadığı durumlarda çeşitli ilaç tedavileri ile prolaktin seviyeleri düşürülerek yumurtlama normal hale getirilebilir.

Polikistik over sendromu: Bu hastalığın tipik formunda genel olarak adetler düzensiz ve seyrektir (yılda 3-4 adet). Bazı hastalarda adetler hiç görülmezken diğerlerinde tamamen normal olabilir. Hastalar genellikle şişmanlamaya yatkındırlar. Ciltte ve saçlarda yağlanma, sivilce gibi problemler sıkça görülür. Yumurtalıklarda normalden fazla sayıda yumurta bulunmakta ve bunlar erkeklik hormonu salgılayarak normal yumurta gelişimini engellemektedirler.

2. Tüplerin hasarlı ve tıkalı olması:
Tüplerin kısmen veya tamamen tıkalı olması sperm ile yumurtanın buluşmasını engelleyerek döllenme ve gebeliği olanaksız kılar. Tüplerdeki bu hasar geçirilmiş enfeksiyon, endometriozis veya geçirilmiş bir ameliyat sonrası kalan karın içi yapışıklıkları gibi birçok nedene bağlı olabilir. Tüpler bir dış gebelik sonucu da hasara uğrayabilir. Gelişmiş ülkelerde cinsel yollardan bulaşan enfeksiyonlar tüplerdeki hasarın en önemli nedenidir. Ülkemizde çocukluk çağında alınan verem mikrobu da tüplerde geri dönülemez hasar oluşturmaktadır.

3. Endometriozis
Endometriozis rahim içini döşeyen dokunun (endometrium) rahim dışında gelişmesidir. Endometriozis en sık olarak rahimi yerinde tutan bağlara yerleşmektedir. Diğer sık görüldüğü bölgeler ise rahim yüzeyi, tüpler ve yumurtalıklardır. Endometriozis tıpkı rahim içini döşeyen doku gibi hormonlara duyarlı olup adet sırasında kanar. Karın içinde oluşan bu mikro kanamalar zamanla iltihabı benzeri yangısal durum oluşturmakta ve yapışıklıklara sebep olmaktadır. Endometriozis yumurtalıklarda yerleştiği zaman kist oluşumuna neden olmaktadır. Bu kistlere endometrioma adı verilir.

Endometriozisin en önemli belirtileri adet öncesi ve adet sırasında ağrı, ilişki esnasında veya sonrasında ağrı, düzensiz şiddetli adetler ve kısırlıktır. Daha az görülen diğer belirtiler yorgunluk, adet esnasında bağırsak hareketlerinin şiddetlenmesi veya ishal, kabızlık gibi diğer sindirim sistemine ait belirtilerdir. Bunların yanı sıra endometriozis bazı kadınlarda hiçbir belirti vermeyebilir.

Endometriozisi olan kadınların yaklaşık yüzde 50''sinin çocuk sahibi olabilmeleri için tedavi gerekir. Yine kısırlık nedeni ile başvuran kadınların yaklaşık yüzde 25''inde endometriozis saptanmaktadır.

4. Rahim ağzına ait problemler:
Rahim ağzındaki yapısal, enfeksiyona ait veya bu bölgedeki salgıya (mukus) ait bozukluklar kısırlık sebebi olabilir. Rahim ağzından salgılanan mukus spermlerin genital yoldan taşınmasını kolaylaştırır. Östrojen ve progesteron hormonları etkisi altında mukusun siklus sırasında miktarı ve niteliği değişir. Polip gibi iyi huylu tümörler veya bu bölgeye uygulanmış olan cerrahi girişimler kısırlık sebebi olabilmektedir.

5. Alerjik nedenler:
Alerjik nedenler kısırlık nedeni olabilmekle birlikte teşhisleri ve tedavileri zordur. Alerjik ajan spermlerde veya mukusta bulunabilir. Antisperm antikorları adı verilen bu alerjik durumların tedavi etkinliği belli değildir ve tedavi edilen veya edilmeyenlerdeki gebelik oranları çok farklı değildir. Bu nedenle rutin olarak ölçülmelerinin gerekliliği tartışmalıdır.

Kaynak : http://www.bebek.com/bebegim-olmuyor-kadinda-kisirlik-nedenleri-cnt2-13-1-211.html

Devamını Oku!

Read Comments

17 Kasım 2009 Salı

İshal Maması

Bebeklerde ishali gidermek için bitkisel tedavi yöntemleri;


Havuç çorbası

Y
arım kilo taze havucu kesip bir litre suyun içerisinde 1:30 saat kaynatın. Süzerek yumuşak bir hale getirin. Ve çocuğunuza mama yerine verin.

Diğer ishal önceliyici bitkiler;
  • Keçiboynuzu
  • pirinç lapası

Devamını Oku!

Read Comments

Varikosel nedir ?

Varikosel dilimizde kısırlık olarak bilinir. Toplardamarların iç yüzeyinde kan dolaşımını düzenleyen kapakçıklar işlevlerini yitirmiştir ve kanı boşaltamamaktadır. Testisten çıkan toplar damarların aşırı ve anormal olarak genişlemiş olması, testiste ısı etkisi ve beslenme bozukluğu sonucu sperm üreten hücreleri toksik bazı maddelerle karşı karşıya bırakır. Bu durum maddeler testis içinde etki yarattığı için sperm oluşumunu kötü etkiler. Testislerin sonografik muayenesi ve damarsal araştırılması gerekir. Böyle bir durum cerrahi müdahale ile düzeltilir.
Devamını Oku!

Read Comments

Tüp bebek tedavisi

Tüp bebek tedavisi kadında toplanan yumurtaların dış ortamda, laboratuvar ortamında eşinden alınan spremler ile döllenmesi ve oluşan empriyoların 2 - 5 gün sonra kadın rahimine yerleştirilmesidir. Tüp bebek yöntemi ilk defa İngilterede 1978 yılında Loise Brown isimli bir kız bebeğin dünyaya gelmesiyle başlamıştır.

Tüp bebek tedavisi uzun sürelidir ve 3 aşamadan oluşmaktadır.

  1. Yumurta gelişiminin amacı ile çeşitli hormonlar kullanılkmaktadır.
  2. Yumurta toplanması
  3. Embriyo oluşturmak üzere kadından alınan yumurta ve erkekten alınan spremlerin döllenmesinden sonra 2 - 5 gün laboratuvardaki inkübatörlerde saklandıktan sonra embryo transferi. Transferden 10-12 gün sonra gebelik testi yapılır.

Devamını Oku!

Read Comments

Anne sütünün önemi

Anne sütü bebeğin büyümesi ve gelişmesi açısından çok önemlidir. Anne sütü ile beslenen bebeklerde enfeksiyon riski daha azdır. Bebeğin anne sütünü sindirmesi daha kolay olur ve meme emmesi ile üz kaslarının ve kemiklerinin gelişmesini sağlar.

Doğumdan sonra bebeğin emmesi annenin doğum sonrasında kanamasının durmasında yardımcı olur ve kanama riskini daha aza indirir. Bebeğin enne sütünü içmesi anneyi meme kanserinden korur.



Devamını Oku!

Read Comments

Anne Sütü Arttırmak İçin

Anne sütü yetersiz geldiği zaman kadınlar mama vererek yanlış yaptıklarının farkına varmazlar. Anne sütünü arttırmak için sürekli sulu yiyecek ve içecekler kullanılmalıdır.

Anne sütü arttırmak için Bitkiler;

  • Kara üzüm
  • Soğan
  • Bulgur
  • Çemen otu
Bebek emzirme yaklaşık olarak 20 - 30 dakika sürmelidir. Bebeğinizi emzirirken kendinizi psikolojik olarak emzirmeye hazırlayın. Bebek doğduğu andan itibaren istedikçe emzirilmelidir.Geceleri emmek isteyen bebeği annenin emzirmesi çok önemlidir.


Devamını Oku!

Read Comments

Küçük Göğüslere Bitkisel Tedavi


Küçük Göğüslü Kadınlar İçin Bitkisel Çözümler
Cerrahi uygulamalarla göğüslerini büyütmeye çalışan kadınlar artık bitkilerle kolayca göğüslerini büyütebilirler. Göğüslerin büyümesi özellikle hamilelik döneminden sonra artar. Tıptaki gelişmeler doğal maddelerle göğüs büyüten, hiçbir riski olmayan, ameliyatsız bir tedavi alternatifi ortaya çıkardı.




Göğüs Geliştirici Bitkiler



Damiana: Özellikle afrodizyak olarak tanınır. Günümüzde birinci sırada kadın rahatsızlıklarında kullanılıyor.

Melek otu: Kadın rahatsızlıkları en önemli kullanım alanı. Dolaşım bozukluğu, kabızlık, diyabet, kanser de kullanılmaktadır. Kadında hormon metabolizmasına etki gösterir.

Oğul otu: Anti mikrobik özelliği var. Huzursuzluk, korku ve yara iyileşmesinde kullanılır. Kas kramplarını çözer.

Aslan kuyruğu: Çayı yıllardır kalp problemleri ve kadın rahatsızlıklarında etkin bir tedavi olarak kullanılıyor.

Bostan otu: Çok eski yıllarda sarılık, böbrek/ mide rahatsızlıkları, migren problemlerinde kullanılıyordu. Uzun yıllardır kadın rahatsızlıklarında kullanılıyor.

Devamını Oku!

Read Comments

13 Eylül 2009 Pazar

Bebeğin testisi inmezse ne yapılır?

Bebekler doğduktan sonra rutin muayene sırasında illaki yumurtalıkları yani testisleri kontrol edilmelidir. Her altı açıldığındada bebek büyüyene kadar ileriki yaşlara kadar kontrol edilmesinde yarar vardır. Testisler iki tane olan ve anne karnındayken bebeğin karnında bulunan yumurtalıklar zamanla yumurtalık kesesinin içine inerler.
Ancak bazı dönemlerde bu göçü tamamlayamayıp bebeğin karnında kalabilir. Biz inmemiş testisten bahsederiz. İnmemiş testis için belirli bir zamana kadar beklenilir. Eğer yeniden inmemişse dahili ya da cerrahi yöntemle bu testisin indirilmesi gerekir. Genellikle 1-1.5 yaş civarında bu testislerin inmesini bekliyoruz. 1-1.5 yaşına kadar inmesini bekliyoruz, yoksa dahili ya da cerrahi operasyonla indiriyoruz.

Devamını Oku!

Read Comments

Yeni doğan bebeğin dışkısında hangi sebeplerle kan görülebilir?

Yeni doğan bebeklerin dışkısında kan görülebilir. Burada en büyük sebeplerden bir tanesi bebeklerin zor kaka yapması dediğimiz kabızlıkla ilgili olarak anal fistür dediğimiz yani makattaki çatlakların kakaya bulaşması ile ilgilidir.
Daha ziyade biz bu gibi durumlarda kakada kan görürüz. Ama onun dışında kakada kan görülmesinin bir takım amip mikrobunun bağırsak enfeksiyonları sırasında da kakada da kan görülebilmekte.. Onun dışında bazen de yanlışlıkla idrarla birlikte çıkan ürik asit kristalleri bezde kiremit rengi bir oluşum oluşturmakta ve bu sefer kakasını mı acaba kanlı yaptı gibi yanlış algılara yol açabilmektedir. Bu bebeklerin yeni doğan bebeklerin altı zaten bağlı olduğu için bunu da gözden kaçırmamak gerekir.

Devamını Oku!

Read Comments

Yeni doğanlarda hangi nedenlerle idrar yolu enfeksiyonu yaşanabilir?

Yeni doğanlarda idrar yolu enfeksiyonları genellikle alttan yani assen dediğimiz bezden gelen mikroorganizmalarla olmaktadır kakasını yaptıktan sonra. Kan yoluyla idrar yolu enfeksiyonu çok çok nadirdir. O nedenle bebeklerin altı sık sık temizlenmelidir. Özellikle kız çocuklarında bebeklerin idrar mesafesi idrar yolları mesafesi yani dışarıyla açıklık erkek çocuklara göre daha kısa olduğu için idrar yolu enfeksiyonları kız çocuklarında erkek çocuklarına göre biraz daha sık görülmektedir.

İdrar yolu enfeksiyonlarına neden olan mikroorganizmalar daha çok gram negatif dediğimiz tarzda kakayla bulaşan mikroorganizmalardır ve çok acil olarak eğer idrar yolu enfeksiyonu tespit edilmiş ise tedavi edilmeleri gerekmektedir.


Devamını Oku!

Read Comments

Yeni doğmuş bebeklerin hangi sıklıklarda idrar yapması beklenir?

Yeni doğmuş bir bebek bebeğin doğumundan itibaren ilk 6 ay boyunca sadece anne sütü ile beslenmelidir. Anne sütünün %90′ı da sadece ve sadece sudur. Dolayısıyla bebek bir anlamda sadece su emmektedir ve de dolayısıyla fazlasıyla idrara çıkacaktır. Zaten idrarın konsantrasyon yeteneği de bu bebeklerde hafiftir. Çünkü böbrekler tam maturasyon yani olgunlaşma sürecini tamamlamamıştır.
O yüzden çok fazla idrara çıkarlar bu bebekler ve çoğu zamanda çok fazla kaka yaptıkları için idrarları kaka ile de karışır. Günde 7 – 8 kere idrara çıkmaları ve bir o kadar da kaka yapmaları çok normaldir bu bebeklerde.

Devamını Oku!

Read Comments

Yeni doğan bebekte dışkı yapamama problemi neden yaşanır?

Bu durum anne sütü ile ve aldıkları mama ile ilgilidir. Anne sütü alan bir bebek, günde 7-8 kere kaka yapabilirken, 7-8 günde 1 kere de kaka yapabilmektedir.
O nedenle kaka yapmasıyla direk ilintisi vardır bu durumun. Bu bağlamda bebek kaka yapamıyorsa, biz daha ziyade bu bebeklerin daha rahat kaka yapabilmelerini sağlayabilmek için bebeği rahatsız ediyorsa 2-3 günde bir fitille kaka yaptırmaya çalışırız.
Ancak rahatsız etmiyorsa bir haftaya kadar da bebek beklenebilir. Yalnız makatta fistül dediğimiz çatlaklar oluşumu açısından dikkatli olmak gereklidir.

Devamını Oku!

Read Comments

Bebekte oluşan doğuştan kalça çıkığı nasıl düzeltilir?

Doğuştan kalça çıkığı, adı üzerinde doğuştan olabilen, yani ailesinde de kalça çıkığı varsa bu riski arttıran bir çeşit gelişimsel, kalça displazisi dediğimiz bozukluktur.
Bu durumda, biz her yeni doğmuş bir bebeği doğuştan kalça çıkığı açısından muayene ederiz. Ancak doğuştan kalça çıkığı her muayene edildiğinde görülmeyebilir. Nedir doğuştan kalça çıkığı? Doğuştan kalça çıkığı aslında kalça ekleminin bir bozukluğudur. Yani kalça kemiğindeki açı, yapılanma, gelişim ile ilgili bir bozukluk var demektir. Bu gibi durumlarda muayenenin dışında biz kalça ultrasonu çekmek isteriz. Kalça ultrasonuyla biz bebekte, muayenede göremediğimiz birtakım açı ölçümlerini kalça eklemindeki patelojileri değerlendirebilmekteyiz. Eğer kalça çıkığı varsa, bu durumda birtakım bandajlarla , çok ileri cerrahi aşamalarla tedavi etmekteyiz bu hastaları.

Devamını Oku!

Read Comments

Yenidoğmuş bir bebeğin ateşi yüksek ise nasıl ateşini düşürebiliriz?

Özellikle makattan ölçülen ateş yüksekse, bu dönemde bir kere bebeği öncelikli olarak odanın ısısının değerini değerlendirmek gerekir.
Odanın ısısı nedir ? Oda aşırı derece yüksekse, ve bebek çok giydirilmişse, öncelikle onun bir ekarte edilmesi lazım. Onun arkasından bir muayene ile bebek canlı mı ? ağlıyor mu? emiyor mu, bir erkisyon bulgusu var mı ? Özellikle sepsis dediğimiz kanda mikrobun dolaşması ile ilgili bir sepsis bulgusu var mı onu değerlendirmek lazım. Çünkü bu bebekler henüz yeni doğdukları için daha savunma mekanizmaları henüz gelişmemiştir. O yüzden bir mikrobik durum açısından da etraflıca değerlendirmekte yarar vardır.

Devamını Oku!

Read Comments

Bebeklerde kasılma ne demektir?

Bebeklerde merkezi sinir sistemi henüz tam gelişmemiştir. O yüzden bir takım hareketleri rahat yapamazlar. Bir takım ilkel refleksler halen durur. Dolayısıyla bebekler en ufak bir gürültüye, sese irkilerek cevap verirler.

Bunun dışında kasılmalarda örneğin bebekte bir havale sırasında bebekte kasılma meydana gelebilir. Bu kasılma durumları geçici olmakla birlikte, bu havale durumları ise kalıcı sekellere yol açabilir. Dolayısıyla bebeklerin merkezi sinir sistemleri tam olgunlaştıkça, bu kasılma oranları azalmaktadır.


Devamını Oku!

Read Comments

Yeni doğmuş bir bebeğin burnunun tıkanık olduğu nasıl anlaşılır?

Yeni doğan bir bebeğin genellikle burnunda tıkanıklıklar olur. Burun pasajı açık olmayabilir. Bu bebekte hırıltıya neden olur. Hatta bu bebekler nefes almakta zorlandıkları için, emerken emmeyi reddedebilirler. Bu hırıltı eforla, özellikle emdikleri sırada daha çabuk yorulmalarına neden olmaktadır. Bu gibi durumlarda bebeklerin burnunu serial fizyolojik damlalarla açmaya çalışırız ki, burnundan rahat nefes alarak yorulmadan emebilsinler diye.
Devamını Oku!

Read Comments

Bebeğin İlk Muayenesi ne zaman yapılmalıdır?

Aslında yeni doğmuş bir bebek için muayene zamanı doğumdan hemen sonraki ilk dakikalardır. Normalde doğuma hekim girer, bebek ilk doğduğu anda hekimi ile karşı karşıya gelir ve ilk o anda muayenesi hekim tarafından yapılır.
Ama tabii birkaç günlük dönemde, günlük muayeneler yapılarak henüz doğum bebeğinde olmayan hastalıklar ya da rahatsızlıklar da ilk kontrollerle ortaya çıkarılmaya çalışılır.
Doğumdan hemen sonra yapılan bu muayeneden sonra , eğer bebek sezeryan olmuşsa ve anne yanındaysa günlük takiplerle hergün bebeğin muayenesi yapılır.
Bebek anne ile taburcu olduktan sonra 4. ve 6. gün tekrar muayeneye çağırılır. Bu 4. ve 6. günlerde bir takım metabolik tarama testleri, zekâ testleri dediğimiz troid fonksiyon testleri alınır, kan tahlilleri alınır. Bu genellikle topuktan alınan bir kanın bir kurutma kağıdına emzirilmesi yöntemiyle yapılan bir tarama testidir.
Aynı zamanda bebekte bu dönemde “sarılık var mı?” , “annesi ile emmesi nasıl?” “anne sütü alabiliyor mu?” , kaka sayısı değerlendirilir. Anneye aynı zamanda bebeğinin bakımı ile ilgili bilgi verilir.

Devamını Oku!

Read Comments

Yeni doğmuş bebeğin uyku probleminin olduğu nasıl anlaşılır?

Yenidoğan bebeklerde uyku düzenini kurabilmek gerçekten çok zordur.
Bazı bebekler 15-20 saat arasında uyuyabilirler. Bazıları ise hi uyumayabilirler.
Uyku problemi çeken bir bebek eğer aç değil ise, yani düzenli olarak emebiliyorsa özellikle gaz sıkıntısı yaşadığı dönemlerde bu sıkıntılarla karşı karşıya kalabilir,
Kakasını yapamadığında bu sorunlarla karşı karşıya kalabilir ya da aç olduğunda yani, anne sütü yetersiz geldiğinde, sık sık ağlama problemi, uyuyamama problemi ile karşı karşıya kalabilirler.

Uyku problemi, eğer bebek çok fazla yaşına göre uygun olması gereken 10-11 saat enaz uyumuyorsa uyku probleminden bahsedilebilir.
Bu açıdan etraflıca incelenmesi, muayene edilmesi, hatta enfeksiyon hastalığı açısından tetkik edilmesi gereklidir.

Devamını Oku!

Read Comments

Yeni doğmuş bebeğin kusması normal midir?

Yeni doğan bir bebek, ilk dönemde, annesini emdikten sonra, fazla emdiklerini çıkartabilir. Biz buna fizyolojik reflü diyoruz. Genellikle bebekler emdikten sonra, fazlasının bir miktarını ağzının kenarından akıtırlar. Bu çok önemli birşey değildir. Zamanla mide bağırsak sistemi geliştikçe bu reflü dediğimiz, yani mideden yemek borusuna olan kaçış, azalmakta ve bu kusmalar, kaybolmaktadır.
Ancak, fışkırır tarzda kusmalar olursa, bebeğin ağzından ve burnundan kusmalar oluyorsa, mide bağırsak sistemi ile ilgili, örneğin mide bağırsak arası mide yemek borusu ve soluk borusu arasında fistül dediğimiz ilişkimi var diye şüphelenmek gerekir. Ya da bir idrar yolu enfeksiyonu örneğin, tek başına kusmalarla kendisini gösterebilir.
O zaman bu gibi durumları değerlendirmek gerekir. Ancak öncelikle aklımıza gelmesi gereken şey oofililik dediğimiz şey aşırı beslenmeden meydana gelen kusmalardır.

Devamını Oku!

Read Comments

11 Temmuz 2009 Cumartesi

Hangi yaşlarda daha kolay hamile kalınabilir?

Kadınlar 20 ile 30 yaş arasındaki doğurganlıklarının en yüksek oldukları süreçte daha rahat gebe kalır.
35 yaşından sonra gebe kalınabilirlik, yumurta olgunlaşma sürecinin bozulması yüzünden azalmaya başlar ve 40 yaşından sonra belirgin olarak azalır.
Bir başka deyişle 20 ile 30 yaş arasında üremesi çok yüksek olan kadının buna karşılık 30 ile 34 yaş arasındaki dönemde her 7 kadından 1 tanesi gebe kalamama problemi ile karşılaşıyor.
Bu oran 35 ile 40 yaş arasında her 5 kadından 1ine düşüyor ve 40 yaşından sonra her 4 kadından 1i düzenli cinsel ilişkiye girmesine rağmen gebe kalma isteğine rağmen gebe kalamama problemi ile karşılaşır.
Demekki bizim önerimiz, kadınlara gebelik yaşını çok fazla geciktirmemeleri olmalı.

Erkekler için böyle kesin bir bağlantı kurulabilmiş değil. Yani baba olma yaşıyla gebe kalabilirlilik arasında çok sıkı bir bağlantı yok ama kadınların biyolojik saati, ters yönde işlediği için bu konuda çok fazla gecikmemelerini öneriyoruz.
Devamını Oku!

Read Comments

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Bebek Sahibi olmak için hangi sıklıkta cinsel ilişkiye girmeliyiz?

Bebek sahibi olmak isteyen çiftlere ortalama haftada iki kez cinsel ilişki önerilir. 3 veya 3ten daha fazla ilişkiye giren çiftlerde elbetteki gebelik şansı daha yüksektir. Çünkü kadının en verimli olduğu süreçten daha fazla yararlanımları söz konusudur. Buna karşılık haftada 1 veya daha az cinsel ilişkiye giren çiftlerde gebe kalabilirlik süresi uzamaktadır paralel olarak. Dolayısıyla düzenli, aktif, haftada 2 kere cinsel ilişki öneriyoruz.
Devamını Oku!

Read Comments

Hamile Kalma Yöntemleri Nelerdir?

Annenin dengeli ve düzenli bir hayat tarzını benimsemesi, düzenli beslenmeye çalışması, uyku düzenini koruması ve sigara alkol gibi kötü alışkanlıkalrından uzak durması en çok tavsiye edilen yöntemlerdendir.Bunun dışında eğer kronik bildiği bir hastalığı varsa bunun giderilmesine yönelik doktor viziti yapılması yine tavsiye edilen maddelerden birtanesi..Gebelik öncesinde bu kronik hastalığın yüzünden kullandığı ilaçlar varsa bununda gözden geçirilmesi gerekir.
Devamını Oku!

Read Comments

Ayın hangi gününde gebe kalma şansı artar ?

Verimliliğin en yüksek olduğu dönem, kadının yumurtlama gününe en yakın olan 3-4 günlük dönemdir. 28 günde bir adet gören bir bayanda adetin ilk gününden ilk gününe 28 günlük süreci olan bir bayanda yumurtlama günü adetin 14. günüdür.14. güne yakın olan 10 ile 14. günler arasında gebelik şansının en yüksek olduğu süreçtir. Ama siklusun uzunluğuna göre bu kadından kadına değişken bir süreç.. Mesela şöyle bir örnek verelim:30 günde bir adet gören hastada yumurtlama günü 16. güne kayar. Veya 26 günde bir adet gören bir hastada yumurltama dönemi 12. güne kayar.Bunu hesaplayabilmesi için çok basit bir yöntem var. Adetin ilk gününden ilk güne olan süreci bulup rakamsal olarak bundan 14 rakamını çıkararak yumurtlama gününü hesaplayabiliriz.Ama tabiiki yumurtlamanın bir tam günü olacağının da bir garantisi yok. Dolayısıyla bug üne yakın olan son 4 günlük aşamada yani 10 ile 14. gün arasında en sık cinsel ilişkinin yapılabilmesi gereken süreç gebeliği yakalayabilmek açısından.
Devamını Oku!

Read Comments

28 Mayıs 2009 Perşembe

Anne sütü nerede saklanmalıdır?

Süt saklama koşulları;

oda ısısında 15 derecede, 6-8 saat,

buzdolabında 3-5 gün,

buzlukta 2 hafta,

derin dondurucuda 3 ay boyunca sağlıklı bir şekilde saklanılabilir.

anne sütünü sağdıktan sonra süt saklama kapları kullanılarak buzdolabının rafına koyabiliriz.

Aynı tarihteki sütü, aynı gün içinde sağılan sütü, aynı ısıda olduğu takdirde tek kapta muhafaza edebiliriz. Sağdığımız anne sütünü, buzdolabının rafına koyabiliriz.

İkinci sağımımızda aynı tarih, aynı gün içinde sağılan sütü tekrar buzdolabının rafına koyuyoruz, ısısı aynı şekilde olduğu takdirde, güniçinde biriktirdiğimiz sütleri tek poşette veya saklama kaplarında muhafaza edebiliriz ve sağlıklı bir şekilde saklamış oluruz.


Devamını Oku!

Read Comments

Anne Sütü Ne kadar süre için Saklanılabilir ?

Anne sütünü buzdolabına konulmadan 15 derecede 6-8 saat, buzdolabında 3-5 gün, buzlukta 2 hafta, derin dondurucuda 3 ay saklayabiliriz.Sakladığımız sütü hemen bebeğimize verebilir veya yoğun bakım ünitelerinde yatan bebeğimize ulaşması için anne sütümüzü gönderebiliriz.
Anne sütünü saklamak için saklama kaplarını kullanabiliriz. Saklama poşetlerinde çok rahat bir şekilde saklayıp muhafaza edebiliriz. Saklama poşetlerinin üzerinde tarih olduğu için, günlük tarihide oraya yazıp kontrolünüde yapabiliriz.
Çalışan anneler sütlerini işyerinde en sağlıklı bir şekilde sağdıktan sonra, süt saklama kaplarına koyup veya, süt saklama poşetlerine koyup, bebeğine anne sütlerini ulaştırabilir.
Devamını Oku!

Read Comments

Saklanan anne sütü nasıl ısıtılmalı?

Derin dondurucudan çıkardığımız anne sütünü birkaç saat bekletip çözünmesini beklediğimiz takdirde hava almadan açıp ılıtmak için biberonun içerisine bebeğimizin ihtiyacı kadar boşaltabiliriz.Biberonun içerisine koyduğumuz sütü, sıcak suyun içerisine bırakarak çalkalıyoruz.

Bebeğimize sütünü verdik ve bebeğimizin ihtiyacından fazla bir miktar süt kaldı. Bunu bir iki saat içerisinde tekrar bebeğimize ısıtmadan verebiliriz.
Devamını Oku!

Read Comments

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Hamilelik esnasında ve daha sonrasında hangi genetik testler uygulanır ?

Gebelik esnasında ve sonrasında hangi genetik testler uygulanmaktadır?

Gebelik esnasında, anne belirli aylarda, bazı testler yapılmak suretiyle kontrol edilebilir. Amniosentez, kordosentez, korion villus biopsisi denilen bu testlerde bebeğin herhangi bir hastalık taşıyıp taşımadığı saptalanabilir. Daha sonrasında ise bebeğin bir hastalık taşıyıp taşımadığı, belirli testlerle saptanması mümkündür.
Devamını Oku!

Read Comments

Hasta bir bebeğe sahip olmanın önüne nasıl geçilebilir ?

Eğer bir ailede genetik bir hastalık tespit edilmişse, bu hastalığın bir sonraki kuşağa gelmesini engellemek, preimplantasyon genetik tanı adını verdiğimiz bir yöntemle mümkündür. Bu yöntemde, embriyolar seçilerek, sağlıklı olan embriyolar anneleye verilir ve sağlıklı bir bebeğin doğumuna yardımcı olunması sağlanır.
Devamını Oku!

Read Comments

Hamile Kıyafeti Hangi aydan itibaren giyilmelidir?

Hamilelik sadece karnın büyüdüğü bir dönem olmadığı için karnın çıkmasını beklemekte çok doğru birşey değil hamile kıyafeti giymek içinTabi bünyeye göre değişiyor. Ne kadar kilo alınır ? Hangi ayda asıl karın çıkar? Ama genelde karnın çıkması 4. - 5. aylarda yoğunlaşıyor ama ondan öncesinde 3. aydan itibaren basenlerden kilo almaya başlyor hamileler ve dolayısıyla giysilerinden ve özellikle de pantolonlarından çok şikayetçi oluyorlar. Oturup kalkmakta çok zorlanıyorlar ve normal kadın giysisinde paneller ve daha doğrusu giysinin beli hamileye göre dizayn edilmediği için özellikle hazım zorlukları yaşadıkları zaman ve mide bulantıları olduğu zaman giysinin belden sıkması çok rahatsız ediyor. Dolayısıyla 3 aydan itibaren biz hamile giysisi giymeyi öneriyoruz. Hamile giysisinin özelliği zaten sizin vücudunuz büyüdükçe, giysininde sizin vücudunuza uyum sağlayarak büyümesi. İşin mantığı bu aslında. Dolayısıyla her ay yeni kıyafet almak veya bir önceki ay aldığınız kıyafeti atmak, hamile giysisi için yapılmaması gereken birşey. Dolayısıyla biz kolleksiyonlarımızı hazırlarken giysilerimizin hamilelerle birlikte büyümesini planlayarak hazırlıyoruz ve 3. aydan itibaren aldıkları kıyafetleri çoğunlukla 9. aya kadar giyebiliyorlar. Zaten önemli olan da bu..
Devamını Oku!

Read Comments

26 Mayıs 2009 Salı

Hamileliğin 3. Ayında Bebeğin Durumu Nasıldır ?

8 ile 12. haftalar arasındayız. Yani 3. ayındayız hamileliğin. Hamileliğin 3. ayı son derece hızlıdır bebek açısından. Organ gelişimi artık son aşamasına gelmiştir. Yani kolları, bacakları artık yavaş yavaş uzamaya başlar, ondan sonra gözler iyice oluşmaya başlar. Dudak ve damak yapısı artık en zor oluşan yapılardan bir tanesi dudak ve damağın oluması yaklaşık olarak 4 hafta sürer ve bu döneme gelir yaklaşık olarak.Gözler ilk başlarda yanlara doğru iken ortaya doğru yaklaşır. Beyin dokusu hızlı bir şekilde oluşmaya başlar ve bu dönemde en önemli özelliklerden bir tanesi de bebekte tat alma duyusu ve de dokunma duyusu gelişir ve de bebek hareket etmeye başlar yavaş yavaş.. Ufacık bir yapı olmasına rağmen, 2-3 santimetrelik bir boya sahip olmasına rağmen rahim içerisinde biz bebeğin ultrasyonda hareket etmeye başladığını gözlemleriz.
Bu dönemde anne adaylarının en büyük kaygısı geçen aylarda da öyledir gerçi.. Hiçbirşey yiyemedikleri için bebeklerine zarar verdikleri korkusudur ama hiç korkmasınlar anne adayları çünkü bu dönemde bebeğin yemeğe ihtiyacı çok az olduğu için hiçbirşey yemese dahi bebeğe hiçbir zarar gelmez. Önemli olan 12. haftadan sonra iyi beslenmesidir anne adaylarının. Bu nedenle hiçbir kaygı duymasınlar. Bu dönemde tabiiki doktor kontrolüne gitmiş olmaları gerekiyor annelerin. Doktor kontrollerinde bu dönemlerde kan sayımı, idrar tahlili, idrar kültürü, toksoplazma, kızamıkçık gibi bazı testler yapılıyor ve troid testi yapılıyor.

Devamını Oku!

Read Comments

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Hamileliğin 2. Ayında Bebeğin Durumu Nasıldır ?

Adet gecikmesi oldu ve yeni yeni organ gelişimi başladı.
Ve anne adayı neler yaşıyor ?
Anne adayı bu sıralarda hafif hafif bulantılar başlayabilir,
bel ağırsı olabilir, bel ağrısı çok sıktır bir kere onu söyleyelim öncelikle..
Uykuya eğilim başlar, sık sık uykuya dalmak istenir.
İştahsızlık başlar, bazı yiyeceklerden tiksinilebilir özellikle sigara ve parfüm gibi böyle çok keskin kokulu maddelerden soğuyabilir. Aslında bu iyi birşey tabii sigaradan soğuması. Sigara içenlerin %80'i %90'ı bu dönemde sigaradan soğumaya başlıyor.
4-8 haftalar arasında yani 2. aydayız.
Bu dönemde bebek durumunda da bebeğin artık hangi organ neredeyse yavaş yavaş hücresel göç başlıyor.
Kalp atmaya başlamıştır ve ultrasondada yavaş yavaş görülür. Ultrasonda baktığımız zaman kalbin yavaş yavaş 120 ile 160 arasındaki bir ritimde yani bizim kalbimizden daha hızlı attığını görebiliriz.
Organ gelişimi olarak beyin hücreleri gelişmeye başlamıştır.
Kollar ve bacaklar taslak halinde oluşmaya başlamıştır ve iç organlar oluşmaya başlamıştır.
Anne adayı tarafındaki değişiklikte anne adayında artık hamileliğe özgü belirtilerin yavaş yavaş ortaya çıkmış olması, her anne adayında daha farklı olabilir. Mesela bazıları hiçbirşey hissetmez ve kaygı duyarlar. Ama hiç kaygı duyacak birşey yok. Önemli olan bizim bebeğin gelişimini ultrasonda görmemiz. Hiçbir belirti olmasa dahi bebeğin kalbinin attığını ultrasonda gördüğümüz zaman bu onları bulantısı olandan (bulantısı olmayanı) farklı bir konuma getirmiyor.
Bazılarında sadece bel ağrısı olabilir, bazılarında da hiç bir belirti olmayabilir dediğim gibi.. Bu çok farklıdır anne adayından anne adayına çok farkeder.
Devamını Oku!

Read Comments

19 Mayıs 2009 Salı

Hamileliğin 1. ayında bebeğin durumu nasıldır ?

Hamileliğin 1. ayı, yani ilk 4 haftası, henüz adet gecikmesi, daha yeni yeni olmuştur. Yani birkaç gün adeti gecikmiştir anne adayının.Gebelik testi yapmıştır ve pozitif çıkmıştır.. Gebelik testi, idrarda ve kanda yapılabiliyor. Bizim tavsiyemiz idrarda yapılanı kullanmak çünkü kanda yapılanı kullanmak hem kan alınmasını gerektiriyor hem de stressli bir süreç sonuçta illaki gerekli birşey değil. İdrarda yapılanlar adet gecikmesi 3-4 gün olduktan sonra pozitif sonuç vermeye başlıyor.
İdrarda pozitif çıktığı anda ana rahmindeki bebek henüz daha milimetreden daha ufak bir pozisyondadır. Daha yeni hücresel farklılaşma olmuştur yani birkaç yeni hücreden ibarettir ve organ farklılaşması daha yeni yeni başlamıştır. Yani henüz ana rahmine daha yeni düşüp henüz spermle yumurta hücresi döllendikten sonra tek bir hücre haline geliyor, daha sonra 2,4,8,16,32,64 şeklinde embriyo aşamasının en erken dönemindedir.
Anne adayı ne durumdadır ? Anne adayı ise adet gecikmesi olmuştur, henüz daha yeni yeni farkına varmaya başlamıştır ve şaşkınlık içindedir.



Devamını Oku!

Read Comments

10 Mayıs 2009 Pazar

Anne Sayfası

Anne sayfası burada..

Tüm anneleri bekliyoruz. Yakında sizlerleyiz.

Anne Sevgisi gibi..
Devamını Oku!

Read Comments